GÜN 25 Günlerden Salı 
 
Sabah biraz gecikerek uyandım.
 Ortalığı biraz toparladım.... duşumu aldım.
 Ayşenin uyanmasını bekledim.
 Bir lokma bir şey yedik ve şehre inmeğe karar verdik.
 Bu kez daha önce gözüme kestirdiğim "pazar" bölümüne gittik.
 Yanyana sıralanmış üç dev hangarı pazar yeri yapmışlar.
 Ne ararsan var .
 Daha önce yazmadım ama bu seyahatte, Yunan ve İtalya'yı geçtikten sonra bizi devamlı zorlayan hava koşulları var . 
 Ne kadar planlarsan planla, gece kıyafetimiz ona göre alınmamış.
 Almanya'dan aldığımız battaniye dahi bizi tam ısıtmıyor .
 Kendime bir adet strech uzun don arıyorum.
 Bulamadık gitti.
 Zira bulunanlar, kadın ölçüsünde ve biraz da efemine şeyler.
 Bu pazarda, aslan gibi erkek için yapılmış ,iç donuma kavuştum.
 Gerçi bunu giydikten sonra, kampın sakinleri için pek estetik bir manzara oluşmuyor ama boş ver...
Şimdi amaç biraz ısınmak. 
 Pazardan sonra şehre döndük.
 Kafama taktığım "pelmeni" dukkanını buldum.
 Aç gözlülük edip, doldurdukça doldurdum. 
 Bunların teraziye konup tartılacaklarını ve parasının porsiyon değil de ağırlığa göre alınacağını tahmin etmedim gayet tabi..
 Neyse "çok çakal olmayacaksın" kuralı tekrar önüme geldi..
 Orada çalışan Türk oğlan ,domuz olan olmayan konusunda bizi uyandırdı ama tartılacakları konusunda hiç uyandırmadı.
 Sonuç hazindi ....zira Pelmeni de hiç iş yoktu.
Ayşe ye doğru dürüst bir pelmeni yediremedik.
 Pelmeni bizim mantı dediğimizin rusçasıdır.
 Kimin kimi etkilediği belli değil .
 Çıkış yerinin Çin olduğunu sanıyorum .
 Oradan tüm Orta Asya'yı harmanladığını sanıyorum.
 Zira Kırgızistan'dan Azerbaycan 'a kadar her yerde bir şeklini yedim.
Oradan çıktık ....tüm cafeleri ziyaret ede ede, tekrar bizim meşhur meydana döndük.
En stratejik yere oturduk ve biraları yuvarlarken Riga halkını izlemeğe aldık.
Bu arada geçkin, fakat yerli bir zampara, Ayşe'ye salça olma gayretlerine girdi.
Neşem yerinde idi sadece suç mahallini izlemeğe aldım o kadar ( teknik takip yani ) ... 
4 dev biranın sonunda, tüm Riga halkını tanıdım sayabilirsiniz.
 Bir kere, orospu adedinde, müthiş bir düşüş var .
 Gördüklerim de fazla iş yapıyor sayılmaz.
 İşleri acaip kesat ...
 Akşam üstü toplandık ve kampa döndük.
 Bildiğiniz gibi, güneş gece yarısında batıyor... 
 Biz gündüzden, akşam yemeği soframızı kurduk.
 Biraz tuhaf kaçıyor ama zaman kavramlarımızı yeniliyoruz.
Bu akşam programda siyah-kırmızı havyar...peynirler ve rakı var.
 Programa ilaveten Türk sanat müziği...
 Özlemişiz...
 Ayşecikle yine alemlere daldık ve gece yarısını geçe güneş batınca yattık.
 
Hergün,günün karelerini toplayarak video haline getirdim ve kolaylık olsun diye You tube'a koydum ...ilgileniyorsanız aşağıdaki linki tıklamanız yeterli:
http://www.youtube.com/watch?v=kWk2KUZMxGE